- zarar
- 阿́ is.1. 害处; 损害, 危害; 损失: maddî \zarar 物质损失 mahdut \zarar (lar) 不大的损失, 无关紧要的损失2. 赔本, 亏本: Kâr zararın kardeşidir. 成́ 有赚就有赔。◇ \zarar çekmek 遭受损失, 受到损害 \zarar etmek 1) 遭受损失 2) 赔本, 亏本: Korkak bezirgân ne kâr eder ne zarar. 成́ 胆小的商人发不了大财, 懦弱的士兵当不了将军。(-den, -e) \zarar gelmek 伤害: Ben kendi hâlimde yaşarım. Yuvasındaki kuşa, kovanındaki arıya, benden zarar gelmez. 我安分守己, 与世无争, 不会伤害鸟窝里的鸟, 也不会伤害蜂房里的蜂。Bizden hiç kimseye zarar gelmez. 我们不会伤害任何人。Zavallı asker, bir yanına zarar gelmeden ıslak dibe düşmüş. 可怜的士兵掉在湿地上, 没有受伤。\zarar görmek 1) 遭受损失, 吃亏, 吃苦头: Ben bu adamdan hiç bir zarar görmedim. 这个人从未伤害过我。İkinci Dünya harbinden biz çok zarar gördük. 在第二次世界大战中我们损失惨重。Dümeni eğri herifin birisin, her işinde hesapsız hareket eder, sonuçta zarar görürsün. 你这个没有准星的家伙, 你总是做事轻率, 最终是要吃苦头的。 2) 赔本, 亏本 \zarar ve ziyan 各种损失 \zarar verici 有害的; 造成损害的; 危害的, 破坏的 -e \zarar vermek 有害于, 损害, 伤害, 危害, 破坏, 坑害: Don, ekinlere zarar verir. 霜冻, 对庄稼有害。Bahçıvan kargalar domateslere zarar vermesin diye bahçeye bir korkuluk dikti. 为防止乌鸦糟蹋西红柿, 园丁在花园里放了一个稻草人。İpe gelesi, bana zarar vermediği gün yok ki. 这个该死的, 没有一天不坑我。\zarar vukua getirmek 使受损失 -e \zarar yapmak 使受到损失, 使吃亏, 伤害 \zarar ziyanı karşılamak 赔偿损失 \zarara duçar olmak 遭受损失, 吃亏 \zarara girmek 受到损失, 赔本: Bu işte (n) milyon lira zarara girdi. 他在这笔交易中赔了100万里拉。\zarara sokmak 使遭受损失, 使吃亏: Milyonlarca dolar zarara sokmuş. 他造成了数百万美元的损失。\zarara uğratmak 使遭受损失, 使遭受损害 \zararda olmak 1) 没有获利 2) 陷入困境 \zararı dokunmak 使受损失, 伤害: Onun kimseye zararı dokunmaz. 他不会伤害任何人。Kötülere ettiğimiz iyiliğe karşılık bize bir zararları dokunmazsa gene ne mutlu! 对恶人行善, 不受其害, 就是万幸。\zararına 由…负担费用; 有害于, 有损于 \zararla mukabele 法́ 赔偿所受损失◆ Zarardan korkan kâr etmez. 舍不得孩子套不住狼。Zarar (ı) yok! 没有关系, 不要紧, 不值一提!
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.